Tampon Bölge Sınırları
Selimiye Camii ve Külliyesine ait “tampon bölge’’ Selimiye Camiin korunmasında, sergilenmesinde ve işlevini sağlıklı şekilde yerine getirmesinde elzem olan çevresel alanı içerecek ve gereksiz alanları dışarıda bırakacak şekilde belirlenmiştir. Bölge esas itibari ile Edirne’nin kültürel ve ticari dokusunun bulunduğu tarihsel kent merkezi alanı ile örtüşmektedir. Tampon bölgenin merkezinde yer alan Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi, geçmişte olduğu gibi bugün de kentin çekim merkezinin odak noktasıdır. Topografik açıdan da Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi’nin inşa edildiği yer Edirne’nin en yüksek ve civardan algılanabilen en iyi noktalardan biridir.
Tampon bölgenin merkezinde Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi yer almaktadır. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi, bu bölgede bir çekim merkezi ve sosyal doku oluşturmuş, aksların buraya doğru gelişmesine etken olmuştur.
Tampon bölge içinde üç farklı çekim noktası bulunmaktadır. Saraçlar Caddesi ticari yoğunluğu ile çekim merkezlerinin ilkidir. İkinci merkez Eski cami önüdür ve bu merkezden her yöne ışınsal yollar gitmektedir. Üçüncü merkez Taşhan - Üç Şerefeli Camii meydanından oluşmaktadır. Bu merkezlerden birinci olarak nitelendirilen ticaretin yoğun olduğu merkezdir. İkinci merkez, Türk ve İslam kentlerindeki Ulu camiler çevresinde gelişen sosyal ve kültürel alandır. İkinci merkez üçüncü merkezle, arkasından geçen Londra Asfaltı ile bütünleşir.
Tampon bölge içindeki kültür varlıklarına göz attığımızda; sınırın kuzey ucunda Sultan III. Selim döneminde yaptırılan son dönem Osmanlı Kışlaları mimarisinin örneklerinden olan, orta avlulu dikdörtgen planlı 18. yüzyıl yapısı Selimiye Kışlası yer almaktadır.
Sınırın kuzeydoğusunda Edirne’nin ve Osmanlı mimarisinin erken dönem camilerinden 15. yüzyıl ilk çeyreğine ait yapısı Atik Ali Paşa Camii, Edirne’nin arkeolojik ve etnografik malzemelerinin sergilendiği Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, 15. yüzyıl yapısı Taş Odalar ve 15. yüzyıla ait Saray Hamamı yer almaktadır.
Sınırın kuzeybatısı doku olarak oldukça yoğun bir bölgedir. Üç Şerefeli Camii’ye kadar uzanan bu bölüm Edirne’nin ilk Müslüman mahallelerinin kurulduğu ve günümüzde 200 yıllık tarihi evlerin yer aldığı bölümdür. Bu bölgede Edirne’de yeşermiş olan Bahailik inancının yaratıcısı Bahaullah Efendi’nin Edirne’de kaldığı Beyaz Ev de yer almaktadır. Hafız Ağa Konağı olarak anılan, Türkiye tarihinde önemli bir yere sahip olan İttihat ve Terakki Partisi’nin cemiyet olarak kuruluş döneminde gizli toplantıların yapıldığı tarihi ev de bu bölgededir. Tampon bölgenin kuzeybatısında bulunan bir diğer kültür varlığı ise 1436 yılında Sultan II. Murat’ın Rumeli Beylerbeylerinden olan, Hadım Şahabettin Paşa tarafından yaptırılmış, ahşap çatılı, tek minareli halk arasında Kirazlı Camii olarak bilinen camidir.
Sınırın doğusunu 15. yüzyılın ilk yarısına ait olan Zehr-i İmar Camii kalıntıları ve Haziresi oluşturmaktadır.
Sınırın güneydoğusunda 1428’lerde inşa edilen tek kubbeli camilerden olan Hıdır Ağa Camii, Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan 1916 yılında inşa edilen ve iç ve dış süsleme programı Dr. Rıfat Osman’a ait olan İttihat ve Terakki Kulübü Binası ve yanında 20.yüzyıl başında inşa edilen ve şu anda Ticaret Lisesi olarak kullanılan bina yer almaktadır.
Bölgenin güneybatı ve batısı, Edirne’nin dini ve ticari açıdan en yoğun bölgesidir. Bu alanda Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi’nin hemen güneybatısında 17. yüzyılın başında dönemin defterdarı Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış olan tonoz örtülü Havlucular Hanı, hanın hemen güney köşesinde yine Ekmekçizade Ahmet Paşa tarafından yaptırılan 1601 tarihli Pazarcılar Sebili yer alır. Havlucular Hanı’nın karşısında da 16. yüzyılda yapılmış ve sonradan yıkılmış olan Yemiş Kapanı’nın kalıntıları yer almaktadır. Hanın güneyinde de Sultan II. Murat’ın akıncılarından olan Mezit Bey tarafından 1422’de yaptırılmış olan Mezit Bey Hamamı yer almaktadır. Hamam vakıf malı iken daha sonra şahıs mülkiyetine geçmiştir.
Tampon bölgenin güneybatısında Selimiye Külliyesi’nin tam karşısında, erken dönem Osmanlı Mimarisinde uygulanan ulu camiler plan tipi örneği olan ve Edirne’nin Türklerce fetihten sonra 1403–1414 yılında inşa edilen ilk anıtsal yapı olan Eski Camii yer almaktadır. 9 eşit kubbeden oluşan ve ulu camii plan tipinde olan Eski Camii, Türk tarihinde “fetret dönemi”[1] olarak anılan dönemde inşa edilmesinden ötürü de dikkat çekici bir tarihi geçmişe sahiptir.
Eski Camii’nin güneybatısında yer alan Bedesten Kapalı Çarşısı Eski Camii’ye gelir getirmesi amacıyla vakıf olarak 1417–1418 yıllarında yapılan Erken Osmanlı dönemi çarşılarının ayakta ve kullanılır durumdaki ilginç örneklerindendir. Eski Cami’nin güneydoğusunda, Neo-Klasik Osmanlı mimarlık örneklerinden olan ve bugün Edirne Vakıflar Bölge Müdürlüğü olarak kullanılan 20. yüzyıl başına ait olan yapı yer almaktadır. Caminin güneyinde ise, Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi’nin mimarı Mimar Sinan tarafından yapılan Rüstem Paşa Kervansarayı yer alır. Kervansaraydan aşağıya doğru uzanan doku, 20. yüzyıl mimarisinden oluşan yapılar topluluğunun bulunduğu ticari dokudur.
Tampon bölge sınırının güneybatı ucunu oluşturan yerde yine Mimar Sinan tarafından 1569 yılında yapılmış olan 300 m uzunluğunda, 130 dükkândan oluşan Ali Paşa Çarşısı yer almaktadır. Ali Paşa Çarşısının önünde yer alan Saraçlar Caddesi de ticari faaliyet bölgesi olup, bu bölgede yer alan binalar da 20. yüzyıl başına ait yapılardır. Tampon bölgede Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi’nin batısında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Çeşmesi ve külliyenin kuzeybatısından geçen Mimar Sinan Caddesi yol aksı üzerinde de 1901’de inşa edilmiş olan Edirne Belediyesi binası yer almaktadır.
Tampon bölge sınırının batı uç noktasını, Roma döneminde İmparator Hadrianus tarafından M.S. 123–138 yıllarında yaptırılmış olan Hadrianus Kalesi’ne ait sur duvarı kalıntıları ve o dönemden sonra Bizans dönemi eklentileriyle günümüze ulaşmış Makedonya Kulesi oluşturmaktadır. Makedonya Kulesi’nin kuzeyinde, 16. yüzyılın ikinci yarısında Sokullu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan Taş Han yer almaktadır. Taş Han’ın yanında da yine Sokullu Mehmet Paşa tarafından Mimar Sinan’a 16. yüzyılın ikinci yarısında yaptırılan çifte hamam düzeninde hem kadınlar hem erkekler için yapılmış Sokullu Hamamı bulunmaktadır.
Sokullu Hamamı’nın karşısında ise, Osmanlı mimarisinde çok önemli bir yeri olan Üç Şerefeli Camii bulunmaktadır. Erken dönem Osmanlı mimarisinden, Klasik dönem mimarisine geçişte önemli bir aşama oluşturan Üç Şerefeli Camii 1438-1447’de inşa edilmiştir. 24.10 m çapındaki kubbesiyle Üç Şerefeli döneminin en büyük kubbeye sahip camisidir. Camide piramidal siluetin elde edilmiş olması, revaklı avlu uygulaması, minarede üç şerefe uygulanması ve merkezi büyük kubbeye geçişin temel aşamasını oluşturması gibi özelliklerinden dolayı yapı önemi bir öncüdür.
Üç Şerefeli Camii’nin hemen arkasında ise Üç Şerefeli Camii’ye bağlı olan Saatli Medrese yapısı ve Saatli Medrese’nin yanında da Fatih Sultan Mehmet’in yaptırdığı Peykler Medresesi yer almaktadır.
[1] Fetret Devri, Bunalım Devri veya Fasıla-i Saltanat olarak adlandırılan dönem, Osmanlı Devleti'nde Yıldırım Bayezid'in 1402'de Ankara Savaşı'nda, Timur İmparatorluğu'nun kurucusu olan Timur'a yenilip esir düşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Yıldırım Bayezid'in dört oğlu arasındaki taht kavgaları nedeniyle 1402'den 1413'e kadar süren kargaşa dönemidir. Fetret Devri'nde birbirleriyle taht mücadelesine giren Yıldırım Bayezid'in oğulları Emir Süleyman, İsa Çelebi, Musa Çelebi ve Çelebi Mehmet'dir.