Şadırvanlı Avlu

Türk Mimarisi'nde suya büyük önem verilmiş, topluma su sağlamanın da en büyük hayır işlerinden biri olduğu düşünülmüştür. Bu nedenle çeşme, sebil ve şadırvanların Türk mimarisinde önemli bir yeri vardır. Kendine özgü mimariye sahip şadırvanlar; han, hamam, imaret gibi yapıların bünyesinde bulunmalarına karşın, tek başlarına da inşa edilmişlerdir.[1]

 

Şadırvanların Anadolu'da bilinen en eski örneği, Emeviler zamanında Harran Ulu Camii avlusunda VIII. yüzyılda inşa edilendir.[2]

 


[1] Şadırvan: Farsça (Şad ) = çok ve (Revan) = akar sözcüklerinden oluşmaktadır. Şadırvan, genellikle cami avlularında abdest almak için bulunan, üstü açık veya kapalı, etrafı çok musluklu duvarla çevrili su haznesidir. Ayrıntılı bilgi için bakınız; D. Hasol, Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, İstanbul, 1995, s. 425; F. Devellioğlu, Osmanlıca - Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara, 1999, s. 974; C. E. Arseven, Türk Sanatı Tarihi, C. I-II, istanbul, (Basım yılı belirtilmemiş), s. 51 ı.

[2] R. Eser Gültekin, Tarihi Kemeraltı Çarşısındaki “Ali Paşa Meydanı Ve Şadırvanı Üzerine Görüşler”, Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi/ Journal of Institute of Fine Arts, Sayı 14, 2005, s. 87