El Yazmaları Kütüphanesi
Kurucusu II. Selim Sonrası Dönemde Selimiye El Yazmaları Kütüphanesi
II. Selim’in 277 kitabını bağışlamasıyla daha Selimiye Külliyesi’nin inşaatı devam ederken kurulan Selimiye Kütüphanesi’nde, bugün de kullanılmakta olan kitap dolapları, Çelebi Mustafa Paşa ve Edirne valilerinden Hacı İzzet Paşa tarafından 1880’li yılların başında yaptırılmıştır.[1]
1807 Tarihli bir hatt‑ı hümayundan da, Edirne Selimiye Camii’nde II. Selim'in kurduğu kütüphanenin tamir ettirilip, yeniden teşkilatlandırıldığını öğrenmekteyiz (BOA. Hatt‑ı hümayun 16161) Bu dönemde kütüphaneye, dört hafız-ı kütüp ile bir mücellitin[2] tayin edilmiştir. Bu belge de bize, kütüphanede görevli personel sayısı ve o dönemde kitaplara verilen önemi göstermektedir. [3]
20. Yüzyıla gelindiğinde ise kütüphanenin bilimsel teknikler ile yönetilmesine geçilmiş diğer taraftan ise bünyesindeki kitapların arttığı gözlemlenmiştir. Evkaf Nezareti tarafından 1915 yılı Temmuz ayında Edirne’ye gönderilen muallim Bursalı Tahir Bey ve Bayezid Medresesi’nden Nazmi Efendi tarafından mevcut kitapların tamamı bilimsel bir şekilde tasnif edilmiştir. 1920 yılında İstanbul’da Evkaf Müzesi kurulduğunda yine Bursalı Tahir Bey’in kontrolü altında bir heyetin Edirne’ye gelerek, 110 tane yazma eser seçip, sergilenmek üzere İstanbul’a göndermişler. Fakat bu eserler bir daha geri gelmemiştir. Bu 110 eser, halen, Türk İslam Müzesi’nde bulunmaktadır.
1917 yılında Edirne Millet Milletvekili Faik Beyin babası Kaltakkıran Mehmet Ağazade ve Ahmed Badi Efendi’nin bin ciltten fazla nadir eserleri içeren kütüphanesini miladi 16.07 1917’de kurulan İttihat ve Terakki Kütüphanesi’ne vakfederek bağışlamışlardır. Bu kütüphane iki yıl sonra kapatıldığı için burada bulunan kitaplar Selimiye Kütüphanesi’ne devredilmiştir. [4]
Selimiye Kütüphanesi’ndeki eserlerin konumları da Cumhuriyetin ilanından sonra oluşan modern kurumlar ile değişiklik geçirmiştir. 3 Mart 1924 tarihinde (430 sayılı) çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereğince medrese, tekke ve zaviyeler kapatılmış. Buralarda bulunan kitaplar, Selimiye Kütüphanesi’ne devr edilmiştir. Tüm kütüphaneler ile birlikte Selimiye Kütüphanesi de bu dönemde, yönetim ve malî kaynakları bakımından Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulan Kültür İşleri Müdürlüğü (Hars Dairesi) ne bağlanmıştır. Bu suretle, Cumhuriyet’e kadar, vakıf tüzel kişiliğinin malı olan kütüphaneler, devlet malı olmuş ve kütüphanelerin kurumsal yapısı yeni bir nitelik kazanmıştır.[5] 1951 yılında Halkevlerinin[6] de kapatılmasıyla Halkevi Kütüphanesi’nde bulunan 577 adet basma Arap harfli kitaplar da bu kütüphaneye getirilmiştir. Sonrasında birçok farklı bilim adamı ve koleksiyoncu yazma ve basma eser koleksiyonlarını kütüphaneye bağışlamışlardır. Bu bağlamda Sultan II. Bayezid Külliyesi Tıp medresesine ait kitapların da koleksiyona katılması sonucunda, kütüphanedeki eser sayısı 3384 yazma ve 5118 basma esere ulaşmıştır.[7] 2000 yılı sonrasında ise dijitalleştirme çalışmaları yanında kütüphande ısı ve nem kontrollü sisteme geçilmiştir.
[1] Edirne İl Yıllığı, 1973
[2] Mücellit: Cilt yapan kişi. Ciltçi.
[3] Nilüfer Gökçe, Musa Öncel, a.g.e.
[4] Rıfat Osman Tosyavizade, Edirne Evkâf-ı İslâmiyye Tarihi “Camiler ve Mescitler” Sadeleştiren Ülkü (Ayan)
Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 1999,s. 49.
[5] Leman Şenalp, “Atatürk Dönemi Eğitim Sisteminde Kütüphanelerin Yeri”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Sayı 21, Cilt: VII, Temmuz 1991.
[6] Türk halkının çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasını ve yapılan inkılâpların yerleşmesini sağlamak için 1932 yılında Atatürk’ün düşüncesi ile oluşturulan eğitim kuruluşlarıdır. 3 Kasım 1928’de en büyük inkılâplarından birisini “Harf İnkılâbını ile okuma yazma seferberliği başlatılmış sonrasında kurulan halkevleri uygulaması ile bu seferberlik desteklenmiştir. Bu kurumlar, o dönemin birer halk kütüphanesi olarak ta hizmet vermişlerdir.
[7] Koleksiyon sahipleri ve eserlerin ayrıntıları hakkında daha fazla bil için bakınız: Nilüfer Gökçe, Musa Öncel, a.g.e.