Dar'ül Hadis Medresesi

Tarihçesi:

Mimar Sinan tarafından yapılan yapılar; Selimiye Camii, Dar’ül Hadis Medresesi ve Dar’ül Kurra Medresesi Mimar Sinan’ın hayatı ve eserleriyle ilgili tarihi yazmalar olan Tezkiret’ül Bünyan, Tezkiret’ül Ebniye ve Tuhfet’ül Mimarin’de liste şeklinde yer almaktadır.[1] Dar’ül Hadis Medresesi, bu üç eserin üçünde de zikredilmiştir.[2]

Dar’ül Hadis Medresesi tarihçesi: Edirne Selimiye Camii Külliye bütünlüğünde yer alan Dar’ül Hadis Medresesi, caminin arka avlusunda yer almaktadır. Caminin kıble duvarı önünde, güneydoğu-doğu aksında yer alan medrese, 1567–1574 yılları arasında inşa edilmiştir. Yapının inşa vakfiyesine göre, Tarihi kaynaklara göre ilk müderris, 1570-71’de atanmıştır. II. Selim’in Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde bulunan vakfiyesinde (defter no 2113/118. sayfa, 27. sıra) Dar’ül Hadis Medresesi’yle ilgili bilgiler bulunmaktadır. Bu Vakfiye bilgilerinden anlaşılmaktadır ki; medresede günlük 60 dirhemle çalışacak bir müderris[3], günlük 9 dirhemle çalışacak bir müid[4] ve günde 4 dirhem para alan on beş öğrenci bulunması öngörülmüş.

Ayrıca bina hizmetlileri olarak günde üç dirhem alan bir bevvab[5], üç dirhem alan bir ferraş[6] ve üç dirhem alan bir süpürgeci görevlendirilmiştir. Sultan II. Selim’in orijinal vakfiyesinde yer alan bu bilgi vakfiyede şu şekilde ifade edilmiştir: “Vâkıf şart etmişlerdir ki vasf olunan medresesinde müderris olan kimse malum güzel vasıflarla mevsuf maruf iyi ahlakla muttasıf olacak ve funun-ı ebediyyeyi arif ulum-i arabiye kavaidini alim olacak usul ve furu’u iyibilecek meşru’ ve menkulu bir arada birleştirecek mes’elelerin hakikatlarını ayıracak delillerin incelerini aydınlatacak, hadis ve tefsir derslerini okutabilecek, tahrir ve takrirde mahir olacak ders okutmağa devamda cehd ve gayret sarf edecek mani bir şer’i özrü olmaksızın ders okutmaktan geri kalmayacak, muayyen tatil günlerinin gayrisinde dersi bırakmayacak ve günlük vazifesi karşılığı altmış (60) dirhem alacaktır.

Dersle iştiğali malum ve faziletiyle diğer talebelerden mümtaz olan bir talebesi müid olacaktır. Adet-i vech üzere mutad şekilde ifade ve istifadeye devam edecektir. Başkası ortak olmaksızın kendisine günde dirhem (9) dirhem verilir. Tahsil ile meşğul olan nefs-i hevasına uymaktan sakınan, kötülükten çekinen 15 adet talebe burada barınıb her birine günde dörder (4)er dirhem verilir. Vazifesine bakar, kusurdan uzak salih ve sadık bir kimse bevvab olub, sabahları kapıyı açar, yatsıdan sonra kapar, fısk ve fucurdan sakınır, vazifesi günde üç (3) dirhemdir. Salih ve hizmete layık bir kimse ferraş olub, özr-i şer’isi olmaksızın işini bırakmaz, medresenin sıhhatını ve temizlenmesi icab eden yerleri temziler, elinden geldikçe kendisi yapar, başkasına bu işleri gördürmeğe kalkışmaz kendisine günde üç (3) dirhem verilir.”[7]

 


[1] Zeki Sönmez, Mimar Sinan İle İlgili Tarihi Yazmalar-Belgeler, Mimar Sinan Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 1988, s. 31, 33, 67, 70, 82, 88, 89.

[2] Zeki Sönmez, a.g.e., s. 33, 70, 83, 88.

[3] Osmanlı ve Selçuk devlet ve toplum yapısında günümüz öğretim üyesine karşılık olarak kullanılan kavramdır.

[4] Müderrisin öğretilerini ve derslerini öğrencilere tekrar ettiren eğitmen. Bir tür etüd görevlisi.  

[5] Arapça Kökenden gelmektedir. Kapıcı veya güvenlikçi olarak hizmet veren kişi anlamında kullanılmaktadır

[6] Temizlikçi

[7] Sultan II. Selim Vakfiyesi, Defter No: 2113, 987 (1579), Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi.