Avlu ve Son Cemaat Yeri
Selimiye Camii avlusu, 2475 m² olup, iç avlu mermer levhalar ile döşeli ve dört yönde on altı büyük sütun ile çevrili, revakların üstleri 18 kubbe ile örtülüdür.[1] Bu sütunlar, Kıbrıs’tan ve Kapıdağı yarımadası civarında Aydıncık ve Suriye harabelerinden getirtilmiştir.[2] Toplam on sekiz kubbenin, en ufak boydaki dördü cümle kapısının sağında ve solunda; orta boydaki dokuz kubbeden biri cümle kapısının gerisinde, ötekiler yanlarda bulunur. Beş büyük kubbe de son cemaat duvarının önünde sıralanır.[3]
Selimiye Camii avlusunun kendine özgü tasarım özellikleri vardır. Temel sorun, caminin büyük boyutlarıyla orantılı olması gereken son cemaat yeriyle avlu arasındaki ilişkiyi kurmaktı. Sinan son cemaat yeri revaklarını, sekizgen çardağın strüktürel şemasını tamamlayacak şekilde giriş açıklığının iki yanında dar açıklıklar ve alçak kemerlerle vurgulamıştır. Böylece başka camilerde olmayan değişik bir revak ritmi ortaya çıkmaktadır.[4]
Kendine özgü tasarım olarak, Selimiye’de merasim girişinden itibaren son cemaat yerinin camiyi gizlemeyecek şekilde alçak bir kısım olarak tasarlanmış olması, buradan caminin etkili bir mimari ile görülmesini sağlayan isabetli bir karardır. Selimiye’de mimarinin dinamik, zengin söylemini daha da güçlendirecek şekilde tekrar eden Mimar Sinan, bu tercihiyle, ölçü nisbiliği ve biçim ifade ilişkilerini de mimarideki asli amaca yönelik olarak maharetle düzenleyebildiğini göstermiştir.[5]
Selimiye’de diğer Osmanlı camilerinde olduğu gibi caminin ayrılmaz parçası olan son cemaat yeri, özel bir şekilde düzenlenmiştir. Merkezi kubbeyi taşıyan caminin son cemaat avlusu tarafındaki iki fil ayağının destekleme sistemi, bu cephedeki revakların tasarımını belirler. Diğer iki yan cephede olduğu gibi caminin bu cephesinde de, fil ayağı ve destek sisteminin destek ayaklarının içine zemin seviyesinde üzeri mukarnaslarla örtülü iki küçük niş yerleştirilmiştir. Bu cephede Sinan, destekleme ayaklarının karşısına birbirine yakın iki sütun yerleştirmiş, simetrik iki çift sütunun arasındaki küçük açıklığı farklı, yukarıyı işaret eden sivri armudi kemerlerle, yan revaklarla armudi kemerlerin arasındaki üç açıklığı ise narin, şişkin sivri kemerlerle örtmüştür. İki çift sütun ortasındaki yüksek ifadeli sivri kemerin üzerinde, silmenin yükseltilmesi suretiyle elde edilen ve iki kitabeyi taşıyan sathın belirginleştirdiği giriş aksını güçlü şişkin dilimli bir sivri kubbe örter.[6] Bu kubbe stalaktitli konsollara oturduğu için, tümü pandantifli olan öteki kubbelerden iç görünüm bakımından da farklıdır.[7]
Orta aksın sivri kubbesiyle yükseltilmiş kaidesinin girişi belirleyen haline karşılık, cephenin iki yan ucundaki ve çift sütunlarla yan revaklar arasındaki açıklıklar, orta kemerden daha geniş olan iki yan kemerin alt boşluklarının büyük ölçüsüyle belirginleşir; bu açıklıkların üzerini belirsiz ve alçak kaideler üzerine oturtulmuş geniş, yayvan iki kubbe örtmektedir.[8]
Son cemaat avlusunun camiye giriş cephesindeki bu düzenlemeyle vücuda getirilen boşluklar, kemerler, avlu saçağının üstünde sekizgen kasnaklarla kuşaklanmış revak kubbeleri arasındaki ölçü ve biçim farklarının oluşturduğu gizli hareket son derece gelişmiş bir biçim duyarlığının ürünüdür.[9]
Son cemaat avlusu cami girişinin üzerindeki dilimli sivri kubbenin yüksekliği, son cemaat avlusu saçak yüksekliğinin bir katıdır. Bunun yanında, geniş aralıklı alçak sütunların taşıdığı geniş, sivri kemerlerden oluşan revakların üzerindeki iri kubbelerin örttüğü son cemaat yeri, gerek avlu içinden, gerekse avlu dışından Selimiye’nin zengin biçimler dokusunu yüceltmektedir.[10]
Son cemaat avlusunun iri kubbelerinin kurşun kaplamaları, cami mimarisinin maden-taş ilişkisine hâkim olan tavrının devamı olarak mimaride kurşun kaplamaların etkin yerini belirleyecek bir düzeni yansıtmaktadır.[11]
Şadırvan avlusunun revakları, büyük boy granit ve daha kısa ak mermer sütunlara biner. Yalnız kuzeydeki uçlarda taşıyıcılar, dört köşesinde gömme sütunceler bulunan kare kesitli ayaklar biçiminde yapılmıştır. Tüm başlıklar stalâktitli -son cemaat revakının dar gözlerini geçen kaş (sivri armudi) kemerler bir yana bırakılırsa- tüm sivri kemerler, iki renk taş örgülüdür.[12]
Revak döşemeleri kesme taş, orta alan mermer kaplıdır. Avlunun merkezindeki on altı yüzlü şadırvan da ak mermerden yapılmıştır.
[1] Rıfat Osman, Tosyavizade, Edirne Rehnüması (Edirne Şehir Kılavuzu), yay. Ratip kazancıgil, Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları, Edirne, 1994, s. 53; Rıfat Osman Tosyavizade, Edirne Evkaf-ı İslamiye Tarihi, Camiler ve Mescitler, çev. Ülkü (Ayan) Özsoy, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara, 1999, s. 34.
[2] Rıfat Osman Tosyavizade, (1999), s. 53.
[3] Aptullah Kuran, Mimar Sinan, Hürriyet Vakfı Yayınları, 1985,s. 166.
[4] Doğan Kuban, Sinan’ın Sanatı Ve Selimiye, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, İstanbul, 1997, s. 145.
[5] Turgut Cansever, Mimar Sinan, Albaraka Türk, İstanbul, Kasım 2005, s. 322.
[6] Turgut Cansever, a.g.e., s. 312, 314.
[7] Aptullah Kuran, a.g.e., s. 166.
[8] Turgut Cansever, a.g.e., s. 320.
[9] İbid. 320.; Aptullah Kuran, a.g.e., s. 166.
[10] Turgut Cansever, a.g.e. s. 322.
[11] İbid.
[12] Aptullah Kuran, a.g.e., s. 166.