Ahşap Süsleme

Sinan dönemi kapı ve pencere kanatlarına genel olarak bakıldığında hepsinin iki kanatlı, simetrik, üçer panolu olduğu görülmektedir. Ortada yer alan büyük pano düşey dikdörtgen bunun altında ve üstünde yer alan daha küçük panolar ise kareye yakın dikdörtgendir. Panolar süsleme ve kuruluş tekniği olarak hakiki kündekȃri[1] tekniğindedir. Üstte yer alan kareye yakın dikdörtgen panolarda yazı yer almaktadır. Kayıtlar enli tutularak üzerinde de madeni madalyon ve enine levhalar yer alır. Düzenleme açısından pencere ve kapı kanatlarında pek bir fark olmamasına karşılık, kapı kanatlarına Sinan eserlerinde daha çok önem verildiği, süsleme ve teknik bakımdan daha özenli olduğu görülmektedir.[2]

Ahşap dışındaki süslemelere bakıldığı zaman, bitkisel ağırlıklı süslemelerin yaygınlığı dikkat çekmektedir. Ahşapta ise teknik zorluğa bağlı olarak geometrik süsleme daha çok kullanılmıştır.[3] Ahşapta bitkisel motifler, geometrik süslemeye nazaran daha az tercih edilmiş, kullanılan bitkisel süsleme motiflerinde de geleneksel motiflerden oluşan rumi ve palmetler tercih edilmiş, az da olsa natüralist çiçeklere yer verilmiştir. Motifler incelmiş ve sadeleşmiştir. Ahşap kapı kanatlarında yer alan bitkisel motiflerle, kapı kanatlarının üstünde yer alan yatay dikdörtgen panodaki yazılar oyma tekniğindedir.[4]

Cümle kapısı, harim kısmının en gösterişli kapısıdır. iki kanattan oluşan kapının orta panolarında yer alan geometrik kuruluşlu kompozisyon kündekari tekniğindedir. Aralarda kalan küçük geometrik yüzeylere fildişi ve sedef kakılmıştır. Kapıyı çevreleyen ince bordürde de tarsi tekniği uygulanmıştır. Ahşap kapı kanatlarının üstte yer alan panosundaki yazı kuşağı oyma tekniğiyle yapılmıştır. Kanatların ortasındaki düşey panolarda da fildişi ve sedef kakma olarak ahşap kabaralar yer almaktadır. Kabaraların sedef ve fildişi kakmaları günümüzde dökülmüştür.[5]

 

 

 

                

İç mekânda yer alan ahşap pencere ve kapı kanatları, dış mekânda yer alan pencere ve kapı kanatlarıyla aynı düzenlemeye sahiptir. Çokgen geometrik yıldızlardan doğan ışınsal kompozisyonların hâkim olduğu ahşap pencere ve kapı kanatları hakiki kündekari tekniğindedir.

 

Selimiye caminin içindeki en önemli pencere kanadı, hünkâr mahfilinde yer alan mihrap içindeki pencere kanadıdır. Mihraba pencere açılarak da bir yenilik getirilmiştir. Bu pencere kanadı Sinan yapılarında teknik ve süsleme kompozisyonu bakımından da faklılık arz etmektedir. Pencere kanatları abanoz ağacından yapılmış olup, bitkisel ve geometrik düzendeki fildişi kakama süslemeler sahiptir. Pencere kanadında kündekari tekniği kullanılmamıştır. Palmet ve rumi motiflerden oluşan düzenlemeler ve şemse-köşebent tarzında süslenen pencere kanatları, geometrik desenli ince bordürlerle çevrelenmiştir. Pencerenin kayıtlarında da natüralist tarzda fildişi kakma kır çiçekleri kullanılmıştır.[6]

 

 


[1] Kündekari tekniği, birbirine geçme olarak düzenlenen küçük tahtalardan yapılan bezemelere denilmektedir. Kündekari, bilhassa Selçuklu ve Osmanlı yapılarındaki kapı, pencere ve dolap kapaklarında kullanılmıştır. Kündekari bezeme amacından çok, inşai gereksinimden doğmuştur. Çünkü yekpare parçadan yapılan kapıların zamanla çatlayıp işlediği görülmektedir. Uzun zaman dayanıklılığı gerektiren cami kapı ve pencereleri, birbirine sağlam geçmiş küçük tahta parçalarından yapıldığında daha dayanıklı olmaktadır. Adnan Turani, Sanat Terimleri sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1995, s. 80.

[2] Rüstem Bozer, “Sinan Eserlerinde Ahşap İşçiliği”, VI. Vakıf Haftası, Ankara, 1988, s. 329-330.

[3] Işılay Yıldırım Selimiye Camii Süsleme Özellikleri, Mimar Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk-İslam Sanatları Ana Bilim Dalı, Öğrenci Bilimsel Çalışması, İstanbul, 2003, s. 9

[4] Rüstem Bozer, a.g.e., s. 332.

[5] ibid.

[6] Rüstem Bozer, a.g.m., s. 330.